Son zamanların en çok konuşulan konusu Türkçe olimpiyatları oldu.
Öncelikle “olimpiyat” kelimesinden başlayalım. Konusu “Türkçe” olan bir etkinlikte, “olimpiyat” gibi yabancı bir sözcüğün kullanılması ne kadar ironik değil mi?
Olimpiyatlar, Antik Yunanistan’da Zeus onuruna yapılan spor yarışmalarıydı. Türkçe olimpiyatları ise Fetullah Gülen onuruna yapılan Türkçe ile alakası olmayan, Fetullah Gülen’in dünyanın dört bir yanındaki okullarından özel seçilen öğrencilerin devlet bütçesi ile ağırlanmasıdır.
Stadyumlarda milli bayramlarımızın kutlanması “eziyet” ve “faşistlik” olduğu ileri sürülerek yasaklandı.
Adolf Hitler’i aratmayan bir dikta ile ülkeyi yönetenlerin bunu söylemesi de ne kadar samimidir?
Türk Telekom Arena Stadyumu’nda yapılan Türkçe olimpiyatları kapanış gününde, etkinlik alanına hareket eden ücretsiz otobüsler ve arabalar yüzünden iş çıkışı insanlar evlerine 4-5 saatte gidebildi. Bunun adı da onlara göre “eziyet” ve “faşizm” değil. O yüzden Türkçe Olimpiyatları’na stadyumlarda kutlama serbest.
“Özel ödülü” Recep Tayyip Erdoğan aldı. Bir çiftçi ile konuşmasından örnekleyelim nasıl güzel Türkçe konuştuğunu :
(11 Şubat 2006) Mersin
Recep Tayyip Erdoğan: Böyle bağırılmaz ki, terbiyesizlik yapma.
Kemal Öncel: Terbiyesizlik yapmıyorum. Lütfen bana hakaret etmeyin.
Erdoğan: Artistlik yapma.
Öncel: Artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim.
Erdoğan: Lan terbiyesizlik yapma.
Öncel: Lan mı?
Erdoğan: Şu anda çiftçiye ne verildiğinin farkında mısın?
Öncel: Benim mahsulüm öldükten sonra mı? 2 senedir anamız ağlıyor.
Erdoğan: Hadi ananı al git buradan.
Nasıl, “sapına” kadar haketmiş değil mi ödülü?
Bence de!
“Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır.” diyen Mustafa Kemal Atatürk‘ten tek kelime etmemelerine ne demeli peki?
Bastırılan hatıra paraları ise mevcut paralardan Atatürk’ün resmini çıkarmak için bir ön hazırlık mıdır?
Yılmaz Özdil‘e bir kulak verelim : “Parayı ışığa tuttuğunuzda içinde Atatürk varsa o para gerçektir. Yoksa sahtedir. İnsanları da ışığa tutmamız yeterlidir. İçinde Atatürk geçmeyen herkes sahtedir.”
Son olarak “En büyük takdiri öğretmenler hakediyor.” diyen Erdoğan, öğretmenlerin 3 ay tatil yaptığını sanıyor ya da öyle sanması işine geliyor. Öğretmenlerin 3 ay tatil yapmadığını herkes biliyor. Milletvekillerinin 3 ay tatil yaptığını da herkes biliyor. Hem de 3 aylık maaşlarını peşinen aldıklarını da.
Öğretmenlerimizin hakettilerini aldıkları bir ülke diliyorum. İşte o zaman hem ülkemiz daha güzel olacak hem de Türkçemiz.